Sedef Hastalığı:

Sık görülen, kronik ve tekrarlayan bir hastalık olan sedef hastalığı, deride çeşitli büyüklüklerdeki kenarları kesin belirli gümüşümsü üzeri pullanan lezyonlarla karakterize bir deri hastalığıdır.Sedef hastalığının şiddet derecesi bir veya iki lezyonla yaygın, hastayı ileri derecede rahatsız edip sakatlık derecesinde artrit veya deride pullanmaya neden olabilir.

Belirtiler ve Bulgular:

Hastalık genellikle yavaş başlar.Tipik olarak seyreden bir sedef hastalığı vakasında süreleri ve sıklıkları değişen kronik düzelme ve tekrarlama dönemleri söz konusudur.Lokal travma ve bazen de ağır güneş yanıkları, tahriş, ilaçlar vb. sedef hastalığına ait deri lezyonlarının ortaya çıkmasına zemin hazırlayan faktörlerdendir.Özellikle çocuklarda olmak üzere bazı hastalarda, akut üst solunum yolu enfeksiyonları dahi lezyonların ortaya çıkmasını kolaylaştırmaktadır.

Sedef hastalığı; kafa derisi, kulak arkası bölgelerini, özellikle dizler ve dirsekler olmak üzere sırt ve kaba et bölgelerinde görülen bir rahatsızlıktır; ancak vücudun diğer bölgelerinde de sedef lezyonlarıyla karşılaşmak mümkündür.

Teşhis ve Tedavi:

Hastalığın gidişatı, hastalığın ilk baştaki yaygınlık ve şiddet derecesiyle hastanın o sıradaki yaşına bağlıdır.Akut nöbetler genellikle daha sonra geçer ama, tam ve kalıcı remisyon dediğimiz iyileme nadirdir.Elimizdeki tedavi yöntemlerinin hiçbiri, sedef hastalığını tam olarak iyileştirmemektedir. İlk olarak tedavi amacıyla hemen her zaman için en basitinden işe başlamak, keratolitikler ve topikal kortikosteroidler kullanmak gerekir.Çünkü eldeki etkili ilaçların sayısı sınırlıdır.Tabii burada seçilecek olan en etkili tedavi kar-zarar oranı göz önüne alınarak yapılacak bir tedavi yöntemini seçmek olacaktır.Çünkü ilaçlara ait yan etkiler bu arada tedavi devam ederken ya da sona erdiğinde lezyonların tekrar alevlenmesine neden olabilmektedir.

Banyodan sonra, deri nemliyken olmak üzere günde iki defa kaydırıcı etkili kremler, hidrojenize bitki yağları veya beyaz vazelin sürülmelidir.Bunun yanında kortikosteroidler, salisilik asit, kömür katranı veya antranil de ilave edilebilir.Topikal kortikosteroidler, antranil veya kömür katranı tedavisi yerine veya bunlara ilave olarak kullanılabilir.Kapalı pansuman altında veya yapışkan flastere emdirilmiş olarak kullanılan kortikosteroidler, en güçlü etkiye sahiptir.İlk anda kullanılacak kortikosteroid konsantrasyonu lezyonların ne derece yaygın olduğuna bakılarak kararlaştırılır.Lezyonlarda iyileşme ortaya çıktıkça kullanılan kortikostreoid konsantrasyonu gittikçe azalır ve böylece de deride meydana gelebilecek geri-dönüşlü veya geri dönüşsüz bir takım zedelenmeler de diyebileceğimiz atrofi ve telenjiyektazi gibi bazı durumlarında önüne geçilmiş olur.

Yaygın sedefte kullanılmak üzere geliştirilmiş yeni bir tedavi yöntemi olan ve yüksek yoğunlukta ultraviyole A ışınları demek olan PUVA henüz incelem safhasındadır.Bu tedaviye de cevap vermeyen ağır vakalarda ağızdan kullanılan metotreksat en etkili ilaçtır.Kan, böbrek ve karaciğer fonksiyonlarının yakından izlenmesini gerektiren, toksit etki olasılığı ve dozaj programının değişik olabilmesi yüzünden metotreksat tedavisi yalnızca, bunu sedef vakalarında uygulama konusunda gerekli deneyime sahip hekimler tarafından kullanılmalıdır.

Hem metotreksat hem de ultraviyole ışını dozu, her hastada ayrı ayrı düzenlenmektedir.Bu yöntemle aylar süren remisyon yani düzelme elde edilmesi sağlanmaktadır; ancak bu yoğun ultraviyole ışının tekrar tekrar uygulanması özellikle önceden deri kanseri olan ya da x-ışın yani radyoterapi tedavisi uygulanmış bulunan kimselerde olmak üzere deri kanserine yol açabileceği ve bu tedavinin gözler ve kan üzerindeki olumsuz etkilerinin de bulunduğu gözönüne alındığında tedavinin kişiden kişiye değişiklik gösterdiğini belirtmek gerekir.


hastalıklar