Kulak-Burun-Boğaz
Burun Gerisine Akıntı:

Burun gerisine akıntı (BGA) boğazda sümük toplandığını hissetmek veya burnun gerisinden sümük damladığının farkına varmaktır. BGA; egzersiz, kalın salgı veya boğaz kasları ve yutma ile ilgili sorunlardan ötürü de ortaya çıkabilir. Normal olarak, burnu ve sinüslerin içini kaplayan salgı bezleri günde 250-500 ml. salgı üretmektedir. Bu mukozanın yüzeyinde ancak mikroskopla görülebilen hareketli küçük kıllar vardır. Bunlar salgının geriye doğru hareket etmesini sağlar. Daha sonra bu bilinçsiz olarak farkına varmadan yutulur. Bu salgı zarları ıslatır ve temizler, havayı nemlendirir, nefesle alınan yabancı maddeleri tutar ve temizler, enfeksiyonlara karşı savaşır. Bu salgının üretilmesi ve temizlenmesi; sinirler, kan damarları, salgı bezleri, hormonlar ve küçük kıllar arasındaki ilişkiye bağlıdır.

Normal Olmayan Salgılar:

Artmış ince ve temiz salgı soğuk algınlığı, grip (üst solunum yolu viral enfeksiyonu), allerji, soğuk hava, parlak ışık, bazı besinler ve baharatlar, gebelik ve hormonal değişiklikler, doğum kontrol hapları ve bazı tansiyon ilaçlarının da içinde olduğu ilaçlar ve burun içi kemik eğriliği gibi durumlarda görülür. Vazomotorinit, allerjik olmayan aşırı salgılı ve tıkalı burun şikayeti yapan durumlardır. Artmış kalın salgı sıklıkla kış aylarında nemlendirme yapılmadan ısıtılan, nemin düştüğü ev ve binalarda görülür. Bunun yanında sinüs ve burun enfeksiyonlarında ve kümes hayvanlarının ürünlerine karşı oluşan allerjilerde de görülmektedir. Eğer soğuk algınlığındaki salgı zaman içinde kalınlaşıp sarı, yeşil renk almaya başlıyorsa muhtemelen bakterilerin yol açtığı bir enfeksiyon gelişmektedir. Bunun yanında; çocuklarda burna kaçmış yabancı bir cismin belirtisi de olabilir (fasulye, bezelye, bir parça kağıt, oyuncağın bir parçası v.b.). Salgının azalması aşağıdaki nedenlerden birinden dolayı olabilir:

1. Uzun süre çevreye ait irrite edicilere maruz kalmak, burnu kurutup zarların zarar görmesine neden olabilir (sigara dumanı, endüstriel dumanlar, araba dumanları). Salgı azaldığında normalden daha kalındır ve yanlış olarak artmış salgı hissi verir.
2. Yapısal bozukluklar (burun septumu düzensizlikleri) hava akımını değiştirerek burun zarlarının kurumasına neden olur (Yapısal bozukluğa bağlı olarak salgıyı arttırır veya azaltır).
3. Yaş. Mukus zarları yaşla büzüşür ve kurur. Bu normalden daha az ve kalın salgı yapılmasına ve kişinin BGA hissine kapılmasına yol açar.
4. Diğer az rastlanan nedenler de zarlarda değişiklik yaparak bu hisse neden olurlar.


Yutma Problemleri:

Yutma ağızdaki sıvı ve katı gıdaların yemek borusuna geçmesinden oluşan karmaşık bir olaydır. Bu; ağızdaki, boğazdaki ve midedeki sinir ve kasların koordinasyon içinde çalışması ile olur. Yutma problemleri katı veya sıvı gıdaların boğazda birikmesine, daha sonra ses tellerinin olduğu bölgeye dökülmesine neden olur ve bunun sonucunda ses kısıklığı, boğaz temizleme hissi veya öksürük ortaya çıkabilir. Birçok neden yutma güçlüğüne sebep olur: Yaşla birlikte yutma kasları hem güçlerini hem de koordinasyon yeteneklerini kaybederler. Bundan dolayı bazen normal salgı bile mideye geçemeyebilir. Uyku sırasında yutkunma daha az olur ve salgı ağızda birikir. Uyanırken öksürme veya boğaz temizleme hissi duyulabilir. Her yaşta sinirlilik ve stres boğaz kaslarında kasılmaya ve bunun sonucunda boğazda birşey varmış hissine neden olmaktadır. Sık sık boğaz temizlemek tahrişi daha da arttırarak durumun kötüleşmesine neden olur. Besinlerin geçtiği yol üzerindeki büyümeler ya da şişlikler katı ve sıvı gıdaların geçişini yavaşlatır veya engeller. Yutma bozuklukları midedeki besinlerin ya da asidin yemek borusuna veya boğaza geri geldiği gastroözöfageal reflü durumundan da kaynaklanabilir. Yanma hissi, hazımsızlık ve boğazda rahatsızlık belli başlı bulgulardır ve bunlar özellikle yemek yedikten sonra yatınca daha da artmaktadır. Yemek borusu ile midenin birleşim yerinde meydana gelen torba şeklindeki fıtıklar da buna neden olur.

Tedavi:

Tedaviye başlamadan önce mutlaka teşhis konulmalıdır. Bu detaylı bir kulak, burun, boğaz muayenesi ve muhtemel bazı laboratuvar, endoskopik ve röntgen çalışmalarını içermektedir. Bakteriyel enfeksiyonlar antibiyotiklerle tedavi edilir ancak bunlar geçici bir iyileşme sağlar. Kronik sinüzitte kapalı sinüslerin ağzını açmak için yapılacak cerrahi bir müdahaleye ihtiyaç vardır.

Allerji, sebebi ortadan kaldırmakla kontrol edilebilir. Antihistaminikler ve dekonjestanlar, cromolyn ve steroid burun spreyleri, diğer şekillerdeki steroidler ve hiposensitizasyon (aşı tedavisi) tedavi için kullanılabilir. Ancak bazı antihistaminikler kurumaya neden olup salgıyı daha da kalınlaştırırlar. Dekonjestanlar kan basıncının artmasına, kalp ve tiroid rahatsızlıklarının şiddetlenmesine neden olur. Steroid spreyler tıbbi kontrol altında genellikle yıllarca güvenle kullanılabilir. Ancak kısa dönemde yan etkisi olmayan ağızdan alınan veya enjeksiyonla verilen steroidlerin uzun dönem kullanımlarında muhakkak sıkı bir kontrol ve gözlem yapılmalıdır.

Gastroözofageal reflü yatağın baş tarafını 12-15 cm kaldırmak, gece geç saatte yenilen aperatifleri kaldırmak, alkol ve kafeini kesmek yoluyla tedavi edilir. Anti asit veya mide asit üretimini durduran ilaçlar yazılabilir. Diğer teşhis metodları uygulanmadan önce denemek amacıyla tedavi uygulanabilir. Yapısal bozukluklar cerrahi olarak düzeltmeyi gerektirir. Septum deviasyonu sinüslerin normal olarak boşalmasını engeller ve kronik sinüzite neden olur. Septumdaki bir çıkıntı irritasyona ve anormal salgıya neden olur. Septumdaki bir delik kabuk bağlamaya neden olur. Genişlemiş veya şekli bozulmuş konkalar (burnun yan duvarlarından çıkan ve hava akımını ayarlayan ve nemlendiren yapılar) veya polipler (enfeksiyon, allerji veya irritasyon sonucunda oluşan büyümeler) de aynı şikayetlere yol açabilir. Her zaman bir neden bulmak mümkün olmayabilir. Tıbbi tedavi cevap vermezse hasta cerrahi tedaviye karar vermelidir.

Bazı durumlarda özel bir neden bulunamaz. Düzeltilebilecek bir hastalık yoksa tedavi daha kolay akabilmesi için salgının inceltilmesi yönünde olur. Bu daha ziyade sıvı alımı yetersiz olan yaşlı kişiler için geçerlidir. Bu hastalar günde en az sekiz bardak su içmeliler, kafeini bırakmalılar ve eğer uygunsa idrar söktürücü kullanmamalıdırlar. Salgıyı inceltecek guaifenesin veya organik iyot kullanılabilir. Guaifenesin çok nadir olarak yan etki gösterir. Nadir olarak organik iyot kullanıldığında tükrük bezlerinde şişme veya vücutta döküntü gelişirse ilaç kesilmelidir.

Burnun su ile yıkanması kalın ve azalmış salgının düzeltilmesine yardımcı olur. Bu burun için yapılmış özel bir duşla günde iki ile altı defa arasında uygulanabilir. Sıcak suyun içine yemek sodası veya tuz ilave edilerek bu sıvı yapılabilir. Son olarak da reçete gerektirmeyen basit tuzlu çözeltiler burnu nemlendirmek için kullanılır.


Çocuğunuzun İşitme Kaybı Olup Olmadığını Belirleyin :

Eğer çocuğunuzun işitme kaybı olduğuna inanıyorsanız bu doğru olabilir. Aşağıdaki sorular bunu belirlemenizde size yardımcı olacaktır. Lütfen hepsini dikkatli bir şekilde okuyun. Size, ailenize ve çocuğunuza uyan faktörleri belirleyin.

İşitme Kaybının Belirtileri:

Gebelik sırasında Anne kızıl, soğuk algınlığı veya viral bir enfeksiyon geçirmiş Anne alkollü içecekler kullanmış Ailede bir ya da birden fazla kişide hayatın erken dönemlerinde ortaya çıkan kalıcı işitme kaybının olması.
Yeni doğan (Doğumdan ilk 28'ince güne kadar): 1500 gramın altında doğum tartısı Yüzde normal olmayan görünüm Doğuştan sarılığın olması ve kan değişimi uygulanması Beş günden fazla çocuk yoğun bakım ünitesinde kalması. Damardan verilen bir antibiotik almış olması. Menenjit geçirmiş olması.
Bebek (9 günlükten 2 yaşına kadar): Damardan verilen bir antibiotik almış olması Menenjit geçirmiş olması Kulağından kan gelsin veya gelmesin ağır bir kafatası kırığı geçirmiş olması Kulağından sıvı gelen, üç aydan fazla süren, tekrar eden kulak enfeksiyonları geçirmiş olması Nörolojik bozuklukları olması.

Konuşma ve Dil Gelişimi:

Yenidoğan (Doğumdan 6 aylığa kadar): Beklenmedik yüksek bir sese karşı hareket ederek, ağlayarak veya herhangi bir şekilde yanıt verdi mi? Gürültüde uyanıyor mu? Sesleri serbest olarak taklit eder mi? Sadece ses ile teskin edilebiliyor mu? Kafasını sizin sesinizin geldiği yöne çeviriyor mu?
Genç Bebek (6-12 aylık): Sorulduğu zaman tanıdık bir kimseyi veya nesneyi gösteremez. Saçmasapan sesleri hiç çıkarmadı. 12 aylıkken el salla veya ellerini çırp gibi basit ifadeleri anlamıyor.
Bebeğim (13 aylık-2 yaş): Yumuşak bir sesin geldiği yöne ilk çağırışta bakmaz. Çevredeki seslere karşı tepki göstermez. İlk çağrıya cevap vermez. Sese cevap vermez veya sesin nereden geldiğini bulamaz. Tanıdık kişiler veya nesneler için basit kelimeler kullanmaya başlamaz. Kendi yaşıtlarının kullandığı sesleri veya dili kullanmaz. Televizyonu normal sesle dinlemez. Anlamada ve kelime kullanmada sürekli bir gelişim göstermez.

Siz Ne Yapmalısınız?

Eğer, yukarıda belirtilenlerden birini veya daha fazlasını çocuğunuzda buldunuzsa normalden daha fazla olarak işitme kaybı gözükme şansı vardır.Eğer, çocuğunuzda bunlardan biri varsa muhakkak bir kulak muayenesi ve işitme testi yaptırmalısınz. Bu her yaşta yapılabilir. Doğumdan hemen sonra bile mümkündür. Eğer bunların hiçbirini bulamamanıza rağmen hala şüpheleniyorsanız o zaman bir odyoloğa işitme testi ve bir konuşma uzmanına da konuşmayı ve dil gelişimini inceletebilirsiniz. Eğer işitme kaybı yoksa test YAPTIRMAKLA BİR ŞEY KAYBEDİLMEYECEKTİR. Ancak eğer çocuğunuzun işitme kaybı varsa teşhisin gecikmesi konuşma ve dil gelişimini etkileyecektir. Bu broşür sadece çocuklarıyla ilgilenenler için hazırlanmıştır. Hiçbir zaman kulak muayenesinin veya işitme testinin yerini tutamaz. Ancak unutulmamalıdırki yukarıdakilerden hiçbiri olmadan da çocuklarda işitme kaybı olabilir.

Bebeğinizin işitmesi her yaşta profesyonel olarak ölçülebilir.İşitme testleri yeni doğanlara da test yapma imkanı sağlamaktadır. Bazı bebeklerin işitme kaybına uğrama şansları diğerlerinden daha fazladır. Eğer çocuğunuzda yukarıdakilerden herhangi birini veya daha fazlasını bulursanız muhakkak bir işitme testi yaptırmalısınız.Bütün çocuklar okula başlamadan önce işitme testinden geçirilmelidir. Bu aile veya çocuk tarafından fark edilemeyen küçük kayıpları ortaya koyar. Bir kulakta meydana gelen işitme kaybı da bu yolla tesbit edilebilir. Böyle bir kayıp aşikar olmamasına rağmen konuşma ve dil gelişimini etkiler.

İşitme kaybı kulak kiri veya kulakta sıvı varsa da oluşabilir. Bu tip çocuklar tıbbi veya cerrahi tedaviden sonra işitmelerini kazanırlar. Geçici işitme kayıplarının aksine bazı çocuklarda sinirlerdeki problemden dolayı kalıcı işitme kayıpları oluşur. Bu çocukların büyük çoğunluğunda kullanılabilir işitme vardır. Çok azı tamamen sağırdır. Erken teşhis, erken işitme yardımı ve özel eğitime erken başlanması çocuğun var olan işitmesinden maksimum olarak yararlanmasını sağlar.


Burun Kanamaları (Epistaksis):

Burun kanamaları çoğunlukla can sıkıcıdır, bazen korkutucu ve yaşamı tehdit edici boyuttadır. Uzmanlar burun kanamalarını iki gruba ayırmaktadırlar.
1. Ön burun kanamaları: Burnun ön kısmından gelen kanamalardır. Ayakta duran ya da oturan kişide bir burun deliğinden akan kanama şeklinde kendini gösterir.
2. Arka kanama: Burun arkasından ve derinden olan kanamadır. Kanama genize doğrudur. Otururken veya ayakta dururken bile kanama boğaza doğru olur. Hasta sırt üstü yattığında ön kanama bile olsa her iki yönde kanama olabilecektir.

Arka burun kanamalarının tanınması çok önemlidir. Bu kanama tipi oldukça şiddetlidir ve bir uzmanın takibini gerektirmektedir. Arka kanamalar çoğunlukla yaşlı kişilerde görülür. Bu hasta grubu genellikle yüksek kan basıncı (tansiyon) olan kişiler ya da travma geçirmiş kişilerdir.

Burun kanamaları çocuk yaş grubunda genellikle ön kanama tipinde olmaktadır. Kuru hava veya kış aylarında görülen kabuklanmalar kanamaya neden olmaktadır. Bundan korunmak için nemlendirici bir kremi burunun orta bölmesine parmak ucu ile sürmek yararlı olacaktır. Bu amaçla vaselin ve viks faydalı ilaçlardır. Günde üç defa kullanılması önerilir ancak gece yatmadan önce sürmek yeterlidir. Burun kanaması sık tekrarlıyorsa doktorunuza görünmenin faydası vardır.

Siz ya da çocuğunuzda ön burun kanaması varsa şunları uygulayınız:
Burnun uçtaki yumuşak kısmını baş parmağınızla diğer iki parmağınız arasına alınız.
Burnu parmakla sıkıştırılmış olarak yüzünüze doğru bastırınız.
Beş dakika böyle bekleyiniz (Saat tutunuz).
Başınızı kalbinizden daha yüksek tutmaya dikkat ediniz. Bu nedenle oturunuz ya da başınız daha yukarıda uzanınız.
Burun ve yanağınıza buz tatbik ediniz (Bir plastik torba içinde buz doldurarak)

Kanama Durduktan Sonra Yeniden Kanamayı Önlemek:
Sümkürmemeye özen gösteriniz.
Yerden ağır bir şey kaldırmak ya da buna benzer zorlayıcı hareketler yapmayınız.
Başınızı mutlaka göğsünüzden daha yukarıda tutmaya çalışınız.

Tekrar Kanama Olursa:
Burun içindeki tüm pıhtıları sümkürterek temizleyiniz.
3, 4 defa her iki burun deliğine dekonjestan burun spreyi sıkınız (Otrivine, Burnil, Faral v.b.).
Tekrar en baştaki 1. ve 3. basamaktaki gibi buruna baskı yaparak sıkınız.
Doktorunuzu arayınız.

Eğer, kanama durmuyorsa veya yeniden kanamaya eğilim gösteriyorsa. Eğer, kanama çok hızlı ve kan kaybı miktarı çok fazla ise. Eğer, kanama nedeniyle yorgunluk ve halsizlik hissediliyorsa. Eğer, kanamanız burun önüne kanamadan çok, boğaz arkasına doğru oluyorsa mutlaka doktorunuzu arayın.


Kulak akıntısı ve Orta Kulak İltihabı:

Kelimelerin anlamına bakmak otitis mediayı tanımlar. Ot=kulak, itis=iltihap ve media ise orta ya da daha doğru deyişle orta kulak anlamındadır. Böylece otitis media orta kulak iltihabı olarak söylenebilir. Bir veya iki kulakta meydana gelebilir. Otitis media daha çok küçük çocuklarda görülmesine rağmen erişkin insanları da etkileyebilir. En sık kış aylarında ve ilkbaharda görülür.

Önemli midir?

Evet önemlidir. İşitme kaybına yol açtığı için çocuğun öğrenme kapasitesini bozabilir. Konuşma gelişimini etkiler. Ayrıca ciddi kulak ağrısına ve kulağa komşu yapılara iltihap geçmesine neden olabilir. Acilen ve etkili şekilde tedavi edilirse sorun büyümeden düzelir, işitme hemen normale döner. Bu nedenle otitis media belirtilerini tanımak ve başlangıçta tıbbi girişimde bulunmak çok önemlidir.

Orta Kulak Nasıl Görev Yapar?

Orta kulak bir bezelye büyüklüğünde havayla dolu boşluktur. Dış kulak yolu ile kağıt kalınlığında olan kulak zarı ile ayrılmıştır. Kulak zarına üç adet küçük kulak kemikçiği tutunmuştur. Ses dalgaları kulak zarına çarptığı zaman titreşir ve kemikçikleri harekete geçirir. Kemikçiklerin hareketi iç kulağa iletilir, bu hareketle oluşturulan sinir uyarıları beyine gönderilir. Sağlıklı bir orta kulak, kulağın dışındaki hava ile aynı basınçta olmalıdır. Ancak bu durumda serbestçe titreşim oluşabilir. Hava orta kulağa östaki borusu denilen dar bir tüp yoluyla girer. Östaki borusu burunun arkasından kulağa bağlantı sağlar.Esnediğinizde ya da yutkunduğunuzda kulağınızda patlama ya da çıtırtı duyarsanız östaki borusundan orta kulağınıza hava kabarcığı geçmiştir. Böylece hava basıncı eşitlenir. Bu olay otomatik olarak günde 1000 defadan fazla yapılmaktadır.

Otitis Medianın Nedeni Nedir?

Akut otitis media burun ya da boğazdan östaki borusu yolu ile orta kulağa geçen bakteriler veya virüsler ile meydana gelir. Bu durum östaki borusunun uygun biçimde çalışmamasına bağlıdır. Östaki borusunun fonksiyonu soğuk algınlığı, sinüs ya da boğaz enfeksiyonu veya bir allerjik durum sırasındaki ödeme (şişlik) bağlı olarak bozulur. Orta kulaktaki enfeksiyon; kulak ağrısına, kulak zarında kızarıklığa ve kulak zarı arkasında mukus ve cerahat toplanmasına yol açar.

Bazen kulak zarı yırtılır ve cerahat kulağın dışına akar fakat sıklıkla cerahat orta kulakta kalır. Şiş ve iltihaplı östaki borusu yutkunma ile açılamaz ve içerdeki cerahatın burun arkasına akmasına izin vermez. Orta kulak sıvısı (mukus) orta kulakta biriktiğinde buna seröz otitis media denilir.
Sıklıkla kronikleşir. Yani iltihabi durumun akut ve ağrılı dönemi geçtikten sonra haftalar, aylar hafta yıllarca sürebilir.

Otitis Media'nın Belirtileri

Akut otitis medianın en belirgin bulguları kulak ağrısıdır. Ağrı kulakta tıkanma ve basınç hissi ile birliktedir. Kulak ağrısını tarif edemeyen çocuklar hasta kulağı ovalarlar ve çekmeye çalışırlar. Özellikle çocuklarda kulak ağrısı ateşle birliktedir. İşitme genellikle ağırlaşmıştır. Bunun nedeni orta kulakta biriken sıvıdır ve kulak zarı yeterince titreşemez. Uygun tedavi ile bu işitme kaybı geçer. İçerdeki sıvı boşalınca işitme tam olarak eski halini alır. Eğer uygun tedavi yapılmazsa işitme kaybı kronikleşir veya kalıcı hale dönüşür.

Doktorun Muayenesi:

Muayene sırasında doktor otoskop denilen aletle kulağınıza bakacaktır. Kulağa otoskop yerleştiril-dikten sonra kulak zarında kızarıklık ve arkasında sıvı olup olmadığı kontrol edilir. Ayrıca uygulanan hava basıncı ile kulak zarının hareketliliğine bakılır. Hareketli, titreşen bir kulak zarı normaldir. Ek olarak sadece muayene ile elde edilemeyen bilgiler için iki test yapılabilir. Odyogram ile farklı şiddette sesler kulağa verilir. Odyogram ile işitme kaybının derecesi ölçülür. İkinci test timpanogram olarak adlandırılır. Orta kulaktaki hava basıncını ölçer ve östaki tüpünün fonksiyonunu gösterir. Bu iki test problemin ciddiyetini belirlemeye yarar ve tedavinin nasıl yapılacağı hakkında fikir verir.
Çocuğunuzun muayenesinde sessiz ve sakin olmasını sağlayarak yardımcı olabilirsiniz. Ayrıca çocuğunuzun tam iyileşmesini amaçlayan doktorunuzun önerilerini yerine getirerek yardımcı olunuz.

İlaçların Önemi:

Çocuğunuz için bir yada daha fazla ilaç reçeteye yazılacaktır. Bunlardan biri muhtemelen antibiotik olacaktır. Antibiotikle kulak ağrısı çabucak geçse bile iltihabi olayın tamamen temizlenmesi daha uzun süre alacaktır. Bu nedenle çocuğunuzun antibiotiği tam olarak kullanmasını sağlayın. Bu süre genellikle 10-14 gündür. Reçetedeki tarifi tam olarak okuyun ve önerilere dikkatle uyun.

Özellikle allerjik durumlarda reçeteye çoğunlukla bir antihistaminik ilaç eklenir. Bazen soğuk algınlığı ve allerji beraberse dekonjestan ilaç ile birlikte yazılacaktır. Ağrı ve ateşe karşı ilaçla beraber burun damlası eklenmektedir. Eğer çocuğunuzun ilaçları ile ilgili herhangi bir problem var ya da şikayetlerde düzelme olmuyorsa doktorunuzu arayınız.

Başka Ne Tür Tedavi Gerekebilir?

Çoğu zaman uygun ilaçlarla, evde uygulanan tedavi ile otitis media iyileşir. Bununla birlikte bazı vakalarda daha ileri tedavi tavsiye edilebilir. Miringotomi denilen kulak zarını çizme işlemi önerilebilir. Kulak zarında açılan minik bir açıklık yolu ile orta kulaktaki sıvı dışarı alınarak ağrının azaltılması sağlanabilir. Bu çizilen yer bir kaç gün içinde kendiliğinden iyileşir ve kapanır. Kulak zarında herhangi bir hasar oluşturmaz. Aslında cerrahi olarak oluşturulan açıklık, iltihabi olay tam iyileşmeden kapanabilir. Seröz otit denilen kulakta su birikiminde bu problemle başa çıkmak için kulak zarına içi boş bir tüp yerleştirilebilir. Buna havalandırma tüpü denilir. Orta kulakta hava basıncının atmosfer basıncı ile eşitlenmesini sağlar. Orta kulakta sıvı birikimini önler. Çocuğun işitmesini düzeltir.

Tüp orta kulak iltihabının tamamen düzelip östaki borusunun normal çalışmaya başladığı zamana kadar yerinde bırakılır. Bu süre bir kaç haftadan bir kaç aya kadar değişebilir. Bu süre içinde çocuğun kulağına su kaçmaması sağlanmalıdır. Aksi durumda iltihabi olay yeniden tekrarlar. Bu önlem dışında tüp bir sorun yaratmaz. Tüp takıldıktan sonra çocuğun işitmesinde belirgin bir düzelme olduğunu ve kulak enfeksiyonlarının sıklığındaki azalmayı fark edeceksiniz. Orta kulak iltihabı kronik olarak iltihaplanmış geniz eti ve bademcikler nedeni ile zaman zaman tekrarlayabilir. Eğer böyle bir problem varsa geniz eti ve bademciklerin alınması gerekebilir ve aynı anda kulağa tüp takılabilir. Allerjiler de kontrol altına alınmalıdır.


hastalıklar