Guatr ve Nodül:
Guatr nedir ?

Tiroidin genel anlamda büyümesine GUATR adı verilmektedir. Büyüyen bir tiroit dışardan görülebilir veya boynun bir veya iki tarafında şişlik şeklinde hissedilebilir.Bazen de hastalar boyunlarının sıkıldığını ifade ederler. Büyüme; düzgün ( difüz guatr ) yada yumrulaşmalar şeklinde ( nodüler guatr ) olabilir. Her iki halde de ya guatr normal çalışıyor ( ötiroit guatr ) ya fazla çalışıyor ( hipertiroidik guatr veya toksik guatr ) ya da az çalışıyor olabilir ( hipotiroidik guatr ). Çalışma bozukluğu olan guatrların yarattığı yakınmalara daha sonra değinilecektir. çalışma bozukluğu olmayan düzgün büyümelerde genellikle sorun olmaz., ancak hasta kötü kozmetik görünümden ya da nefes darlığından yakınıyor olabilir.

Nodüllü guatrın önemi nedir ?

Tiroitte gelişen nodül veya nodüller gözle görülebilir veya elle hissedilebilir. Bazen de tesadüfen tetkikler sonucunda ortaya çıkar. Özellikle son yıllarda ultrason, tomografi, manyetik rezonans (MR) gibi tetkik araçlarının yaygın kullanıma girmesiyle elle hissedilemeyen nodüller erken devrelerde saptanabilmektedir. Dolayısıyla tiroidin çalışmasında bozukluk yoksa küçük nodüller bulgu vermeyebilir ve hastanın yakınması olmayabilir. Ancak düzgün büyümede olduğu gibi kötü kozmetik görünüme ve nefes darlığına yol açabilirler. ( Resim 3, 4 ) Bazen nodül veya nodüllerin tiroitten bağımsız olarak kendi başlarına fazla çalışmaları ( otonomi kazanma ) sonucu toksik nodüler guatr denen durum ortaya çıkar.

Dişi guatr nedir? Bu adlandırma doğrumudur?

Guatr için ameliyat edilmiş hastaların bir kısmında çok çeşitli nedenlere bağlı olarak guatrın yeniden oluşma şansı vardır. Guatrı yeniden oluşan hastaların guatrına dişi guatr adı verilmiştir. Bu adlandırmanın nereden kaynaklandığını söylemek güçtür. Muhtemelen halk arasında ortaya çıkan bir adlandırmadır. Ancak ameliyattan bir müddet sonra guatrı tekrarlayan bazı hastalar, hekimleri tarafından "senin guatrın dişi imiş onun için büyümüş" dediğini belirtmektedirler. Her ne şekilde ortaya çıkarsa çıksın bu deyimin bilimsel açıdan doğru olmadığı bir gerçektir.

İç guatr nedir ? Bu adlandırma da doğrumudur ?

Bu adlandırma ya fazla çalışan guatrlar için ya da dışardan çok belirgin olmayan guatrlar için ortaya atılmış bir deyim olarak kabul edilebilir. Bazen cerrahın ne kadar zor bir ameliyat yaptığını hastaya anlatması için kullandığı bir terim haline gelmiştir. Ancak tıbbi açıdan bakıldığında bu terimin de doğru olmadığı söylenebilir.

Nodüller kötü huylu olabilir mi?

Nodüllerin üzerinde fazlaca durulmasının asıl nedeni budur. Ancak nodüllerin büyük kısmı iyi huyludur.

Nodüllerin kötü huylu olabileceğini gösteren bulgular nelerdir?

Bunun muayene ile anlaşılması hemen hemen imkansızdır. Ancak bazı göstergeler kötü huylu olabileceğini ima edebilir. Eğer nodül çok sertse, yutkunmakla hareket etmiyorsa nodül ortaya çıktıktan sonra ses kısıklığı ve yutkunma güçlüğü başlamışsa şüphelenilmelidir. Bu bireylerde daha sonra değinilecek olan tetkiklerle doğru tanı konabilir. Ayrıca herhangi bir hastalık için boyuna şua ( radyoterapi ) alan hastalarla, nükleer kaza olan bölgede yaşayan bireylerde nodülün kanser olma şansı artmaktadır. Çernobil nükleer kazasından sonra o bölgede yaşayan çocuklarda tiroit nodülü ve kanserinde artma saptanmıştır.

Guatrın Tedavisi

Guatrı yani tiroitte büyümesi olan hastaların tedavisini yönlendiren birkaç durum vardır. Guatrla beraber tiroit az veya çok çalışıyor olabilir. Bu durumların tedavisine daha sonra değinilecektir. Bu kısımda normal çalışan guatrların tedavisi anlatılacaktır. Bu tip guatrlar düzgün (diffüz guatr) ya da nodüllü büyümüş olabilir ve ülkemizde daha çok nodüllü guatra rastlamaktayız. Düzgün büyümüş guatr esas olarak tiroit hormonu içeren ilaçlarla tedavi edilir. Bu konuda zaman zaman iyot tedavisinin yararları konusunda sorularla karşılaşmaktayız. Genel kanı olarak guatr geliştikten sonra iyot verilmesinin tedavi edici etkisinin olmadığına inanılır. Ancak iyot eksikliği olan bölgelerde guatr gelişmeden iyot verilerek iyot eksikliği giderildiğinde, guatr olması önlenebilir ve az olasılıkla var olan guatrın büyümesi engellenebilir. Guatr geliştikten sonra fazla iyot kullanılması özellikle iyot eksikliği olan bölgelerde guatrın fazla çalışması yani hipertiroidizmle sonuçlanabilmektedir. Dolayısıyla düzgün büyümesi olan guatrlı hastalarda zaman zaman TSH testi de tekrarlanarak tiroit hormonu verilmesi ile guatrda gerileme sağlanabilir. Çok sık görülmemekle beraber büyük guatrı olan ve boyunda baskıya neden olarak solunum sıkıntısı yaratan düzgün büyümüş guatrlı hastalarda ilaçla istenen sonuç elde edilemiyorsa cerrahi tedaviye başvurulabilir. Bu hastalarda ilacın ne miktarda ve ne kadar kullanılması gerektiği tam açıklığa kavuşmamıştır. Ancak hastayı izleyen hekimin izleme süresinde hastada elde ettiği sonuçlara göre karar vermesi en uygun yoldur. Diğer bir deyişle hastanın kendi başına karar vermesi doğru değildir.

Nodülü olan hastalarda yapılması gereken tedavi hakkında tam bir görüş birliği olduğu söylenemez. Ailede kanser öyküsünün olup olmaması, Nodülün çapı, nodülün yapısı (muayene ve görüntüleme yöntemlerine göre) ve bunların sonucuna göre yapılacak olan ince iğne biyopsisinin sonucu tedavinin nasıl olması gerektiğini belirleyebilir.

Özellikle ince iğne biyopsisi ile kanser olmadığı sonucuna varılmış ve çapı 2.5 cm’den küçük nodülü olan hastalarda tiroidin çalışma durumuna göre tiroit hormonu ile baskılayıcı tedavi uygulanabilir. Bu yöntemle nodüllerde küçülme oranının yüksek olduğunu söylemek mümkün değildir. Nodül çapının 2,5-3 cm’den büyük olması, baskılayıcı tedavi altında büyüyen veya kanser olmadığı tam olarak belirlenememiş nodüllerin cerrahi yolla tedavi edilmelerinde yarar vardır. Ayrıca iyi huylu olmasına karşın, nefes darlığı gibi bası yakınmalarına yol açan veya kötü kozmetik görünüm veren nodüllü guatrlarda ameliyatla tedavi edilir. Bir diğer ameliyat nedeni hiçbir şikayete yol açmasa da hastanın mevcut guatrdan kurtulma isteğidir.


hastalıklar