Gebelik ve Doğum:

Sadece bilimi değil; kültürü, sanatı, felsefeyi ve dinleri de derinden etkileyen mucizevi bir olaya yakından bakmaya çalışalım: Gebelik ve Doğum... Erkek ve kadının birlikte yarattıkları bu en anlamlı ürünün, ilk tohumunun atılışından, filizlenip gelişmesine ve yeryüzüne çıkışına kadar yaşadığı serüveni adım adım izleyelim. Gebelik son fertilizasyon günü ile doğum arasında geçen süredir. Ortalama olarak 280 gün süren gebelik ve doğum sürecinde yaşanan aşamalar şu şekilde sıralanabilir:

Fertilizasyon: Ovum ve spermatozoon'ın birleşmesi;
Implantasyon: Sperma ile birleşen ovumun endometriumda(rahim iç duvarı) yerleşmesi. Uterus(rahim) içinde gelişme;
Doğum: Bebeğin uterusu terketmesi, vajina yoluyla dışarı çıkması.

Fertilizasyon:

İç genital yollarda ilerleyen spermlerden şekil ve fonksiyon bozukluğu gösterenler elimine olurlar. En hareketli sperm, vajinadan tüplerin son kısmına yaklaşık 5 dakikada ulaşır. Kadın iç genital organlarında da 3 güne kadar yaşayabilirler. Semen vajinanın üst kısmına bırakıldıktan sonra, spermatozoa serviks ve uterusu geçerek tüplerde(fallop tüpleri-tuba uterina)ovum ile buluşur. Menstrüel siklusun, yumurtlamaya tekabül eden fazında(kişiye göre değişmekle beraber yaklaşık 14.gün) uterusun serviks adı verilen başlangıç kısmındaki salgı (servikal mukus) incelir böylece spermin serviksi geçmesi kolaylaştırılır.Servikal mukustaki bu incelme; Spermlerin yaşaması için uygun bir ortam sağlar. Spermlerin hareketliliğini arttırır. Ayrıca mukusun iç yapısındaki değişiklikler ile spermlerin uterus kavitesine ilerlemeleri kolaylaşır.

Spermlerin uterus ve fallop tüplerinden geçişini etkileyen faktörler: Spermlerin hareket kabiliyetleri, Uterus ve fallop tüplerinin kasılmaları ve Uterus ve fallop tüplerindeki hücrelerin silier(tüy hareketi) hareketleridir.

Fertilizasyon fallop tüpünün ampulla(giriş) kısmında gerçekleşir. Sperm başından salınan enzimlerin yardımıyla sperm ovum membranını (zona pellucida) deler ve ovumla birleşir. İlk spermin ovum zarını delmesiyle, ovum membranında(zarında) oluşturduğu değişiklik diğer spermlerin ovumu tekrar delip döllemesine izin vermez. Birleşen ovum ve spermin çekirdekleri bir araya gelir ve kromozomlar birleşerek 23 çift kromozom oluşur. Bebeğin cinsiyeti spermin taşıdığı X veya Y kromozomuna göre belirlenir (dişi her zaman X kromozomu taşır). Döllenmiş olan ovum artık zigot adını alır. Zigot fallop tüplerinden uterusa doğru ilerlemeye devam eder.

Implantasyon öncesinde; Zigotta hücre bölünmesi görülür ve çok hücreli bir yapı olan morula oluşur. Morula blastosiste dönüşür. Blastosist ortasında sıvı ile dolu bir boşluk içeren vezikül şeklinde bir yapıdır. Blastosist hCG (human chorionic gonadotropin) üretmeye ve salgılamaya başlar. Zigotun fallop tüplerinden uterusa gelmesi 3-5 gün sürer. Uterus kavitesinde de 2-5 gün kadar kalır.

Implantasyon(uterus iç duvarına yerleşme):

Implantasyon(uterus iç duvarına yerleşme) ovülasyondan sonraki yaklaşık 7-8. günde gerçekleşir. Implantasyon sırasında blastosisti çevreleyen bir dış hücre tabakası trafoblast, ve bir iç hücre tabakası vardır. Trafoblastlardan fetal plasenta oluşur. İç hücre kitlesinden de fetus gelişir. Implantasyon da fertilizasyondan 13-14 gün sonra tamamlanmış olur. Plasentanın fonksiyonu:

Plasentanın temel fonksiyonu; anne kanından oksijen ve gıda maddelerinin anne kanından fetus kanına ve karbondioksit, artıkların fetustan anneye geçişini sağlamaktır. Plasenta geliştikçe geçirgenliği artar

Doğum:

Doğum, rahim adelesinin bir dizi istemsiz kasılmaları ile başlayan ve bebeğin anne vücudunu terketmesi ile sonlanan bir olaydır. Doğumun başlamasına yol açan faktör detaylı olarak bilinmemekle birlikte anne ve bebekten kaynaklanan kompleks pek çok faktörün sonucu olduğu bilinmektedir.

Doğumda iki tür etkiden söz edilebilir.
1-Hormonal değişiklikler
2-Mekanik değişiklikler

1-Hormonal değişiklikler:

Gebelik boyunca progesteron (uterusta gevşeme sağlayan hormon), uterus adelesinin kasılmalarını önler. Estrojenlerin (kadınlık hormonu) etkisi ise kasılmaları arttırıcı yöndedir. Gebeliğin son aylarında estrojen salgılanması, progesteron salgılanmasından daha fazla artar ve böylece progesteronun uterus adelesinin kasılmasını önleyici etkisi de ortadan kalkmış olur. Bu şekilde estrojen hormonunun kasılmaları artırıcı etkisi ile doğum olayı başlamış olur.

Gebeliğin sonlarında bebeğin başının tazyiki ile rahim ağzının uyarılması, hipofizden (beyin tabanında hormon salgılayan bez) oksitosin adı verilen hormonun salgılanmasını arttırır. Oksitosinin de rahim adelelerinin kasılmasını artırıcı etkisi vardır. Ayrıca gebeliğin sonlarına doğru plasentadan relaxin adı verilen, rahim ağzı ve vaginadaki dokularda gevşemeye neden olan bir başka hormon daha salgılanır. Kısaca özetlersek estrojen ve oksitosin doğum olayının başlaması için gerekli olan kasılmaları artırıyor, relaxin ise rahim ağzının ve vaginadaki dokuların gevşemesini sağlayarak doğum olayının gerçekleşmesi için katkıda bulunuyor.

2-Mekanik değişiklikler:

Doğum olayında sadece hormonal değişikliklerin olması yeterli olmuyor; olayın bir de mekanik değişimlerle ilgili yanı var. Gebeliğin sonlarına doğru bebeğin hareketleri ve rahim adelesinin bebeğin büyümesiyle gerilmesi hormonal değişimlerle birlikte, rahim adelelerinde doğumu başlatan kasılmalara neden olur. Gebelik boyunca uterusda zayıf, ritmik kasılmalar periyodik olarak zaten vardır. Gebeliğin sonlarına doğru bu kasılmalar gittikçe artarak rahim ağzında gerilmeye ve bebeğin doğum kanalına itilmesine neden olur. Doğum olayının başlarında kasılmalar 30 dakikada bir görülürken doğum ilerledikçe 1-5 dakikada bir görülmeye ve yoğunluk olarak artmaya başlar. Uterus ve karın kaslarının birlikte kasılmaları bebeği her kontraksiyonda biraz daha aşağı iter. Doğumların yaklaşık % 95'inde bebek başla gelir, kalanların büyük kısmında ise makat gelişi vardır. Doğum, fertilizasyondan (döllenmeden) ortalama 266 gün sonra gerçekleşir. Ancak genelde gün hesabı fertilizasyon gününe göre değil son görülen adet günü üzerinden hesaplanır. Son görülen adet günü hesabına göre gebelik süresi ortalama 280 gündür.

Doğum Aşamaları:

İlk belli belirsiz kasılmalar hipofiz bezinden oksitosin salgılanmasını uyarır. Bu durum hemen ardından biraz daha güçlü kasılmalara yol açar. Adele kasılmaları yukarıdan aşağıya doğru dalgalanmalar şeklinde oluşurlar ve bebeği rahim ağzına doğru iterler. Bu aşamada rahim ağzı genişlemeye başlar ve en geniş çapı olan 10 cm'lik genişliğe yaklaşır. Bebeğin içerisinde bulunduğu su kesesi (Amniyon kesesi) doğumun herhangi bir aşamasında kendiliğinden yırtılabilir ya da tıbbi müdahale ile açılır. Her iki yolda da sonuçta açılmış kesedekı amniyon sıvısı boşalır. Amnion kesesi erken açılırsa doğumu başlatma sinyaline neden olabilir. Doğumun başladığının diğer bir göstergesi ise servikal mukusun (rahim ağzındaki tıkaç)vajinadan atılmasıdır. Gerek amniyon sıvısının gelmesi, gerekse de mukus tıkacının atılması doğumun kesinlikle başladığının göstergesidirler. Bu aşamadan bebeğin tamamen çıkışına kadar geçen süre gebeler arasında farklılıklar gösterir. Bebekler genellikle baş gelişi ile doğarlar (sefalik pozisyon). Diğer olası pozisyonlar komplikasyonara yol açabileceklerinden daha ileri tıbbi girişimleri gerektirebilir.

Yenidoğanın kafa kemikleri henüz birbirine kaynamadığı için kafa kemiklerinin birbirinin üzerine binme özellikleri vardır. Bu özellikleri olmasaydı, kafanın vajinadan geçişi büyüklüğü nedeni ile olanaksız olurdu. Bebek doğduğunda göbek kordonu ile plasentaya hala bağlı durumdadır. Bebek uterustan çıkarıldıktan sonra göbek kordonu, hemen hem anne, hem de bebek tarafından bağlanır ve ortadan kesilir.

Doğumun birinci evresi; düzenli uterus kasılmaları ile başlar. Uterus kasılmaları başta 20-30 dakikada bir oluşurken gitgide sıklaşmaya başlar. Uterusun kasılmaları son dönemde her 2-3 dakikada bir olmaya başlar. Birinci evre ilk doğumda ortalama 14 saat sürer, sonraki doğumlarda bu süre kısalır. Bu evrenin en önemli fonksiyonu rahim ağzının açılmasıdır.

Doğumun ikinci evresi; bebeğin gerçek doğumudur. Süresi birkaç dakika olabileceği gibi birkaç saate kadar uzayabilir. Eğer birinci evrede su kesesi açilmamışsa dönemde mutlaka açılır.

Doğumun üçüncü evresi; yaklaşık 20 dakika sürer. Plasentanın ve kalan uterus sıvılarının çıkması ile geçen süredir. Genellikle bebeğin çıkışından sonra 30 dakika içinde başlar, ek uterus kasılmaları ile gerçekleşir. Bu dönemdeki kasılmalar aynı zamanda plasentanın uterus duvarından ayrılması ile açılan kan damarlarının kapanmasına da yardımcı olur.


hastalıklar